MOSTARİ VE ANNEM BELKIS

 MOSTARİ VE ANNEM BELKIS


Geçen yıl(2024) Mayıs ayında ailecek gerçekleştirdiğimiz Balkan turunun damağımda bıraktığı tadı okumalarla kalıcılaştırmaya çabalıyorum bu ara. On günde 18 sınır kapısını geçerek 10 ülke ve 20 şehir gezmiştik. Saraybosna başta olmak üzere en çok Üsküp ve Ohri etkilendiğim şehirler oldu. Belgrad, Dubrovnik, Kotor, Budva, Sofya, Selanik, Prizren, Piriştine… ise ayrı bir tad bıraktı zihin ve gönül dünyamda. Her birinde farklı bir ruh hali yaşadım. Gönül coğrafyamız Balkanları anavatanı dolaşır gibi gezip hasret giderdim doyasıya.   Daha sonra ise bu gezi boyunca tuttuğum günlükler Mart 2025 tarihinde Okur Kitaplığı’ndan Balkan Günlükleri adıyla yayınlandı. Kitap yayınlandı ama benim okuma ve yazma iştahım hala kesilmedi. Bilakis daha da kabardı.

Bu nedenle Balkanlarla ilgili ne bulursam hala okuyorum. Günlük, deneme, hikâye, roman, şiir, araştırma… vs. fark etmiyor. Her okuduğum kitapla yeniden yaşar gibi oluyorum bal ve kan ülkelerini.  İyi de oluyor.  En çok da günlük ve hatıra türü kitaplar dikkatimi çekiyor. Okudukça insanın ilgisi ve de merakı daha da artıyor doğrusu.

Mesela Muharrem Ergül dostumun uzun bir bayram telefonu ardından tavsiye ettiği iki kitap. İlki Gündüz Vassaf’ın Mostari üst başlıklı bir köprü bekçisini günlükleri kitabı. İkincisi ise Annem Belkıs kitabı. İlkin  “köprü bekçisi” anlamına gelen Mostari kitabını okudum. Şiir gibi aktı. Mostar’ı ve Mostar Köprüsü’nü yeniden yaşadım. Üstelik ufuk açıcı bakış açısı ve tahlillerle. Vassaf köprünün ayak ucunda “ne yaşamaya ne de ölmeye acelem var” (s:29) deyip neredeyse bir aydan fazla gece gündüz demeden bir bekçi gibi olup biteni gözlemliyor ve de anı anına kaydediyor. Hava durumundan işyerlerinin açılış ve kapanış saatlerine varıncaya kadar bütün detaylar var bu günlüklerde. Köprüden geçen her uyruktan insanı tek tek tahlil ediyor. Tezgâhtarlarla ahbap olup turistlerle sırdaş oluyor adeta. Birçok ülkeden arkadaş, dost ediniyor bu kısa zaman zarfında. Günlerce Mostar Köprüsü’nden geçmeye cesaret edemiyor. ‘Mostarların Neretva rengi gözleri’yle (s:114) akraba oluyor neredeyse.

Vassaf’ın 20 Ekim 2011 Pazartesi günü Mostar Köprüsü’nde başlayan nöbeti 30 Kasım 2011 Çarşamba günü tamamlanıyor. Bu süre zarfında uzun bir şiiri yazar tutuyor günlüklerini. Savaşı, aşkı, acıyı, sevgiyi, hüznü… kısacası tarihi ve dünya sosyolojisini kaydediyor günlüklerine.

Mostarlı rehber anlatıyor:

“Çocukluğumun geçtiği savaş bizim için oyun gibiydi.” (s:142) Evet, tam da öyle günler…

Mostar köprüsünde bir bayram sabahı. Vassaf bu süre zarfında edindiği arkadaşlarıyla bir dondurmacıda oturuyor. Devamını günlüklerde okuyalım:

“Ermin, bayram mübarek yok.

Bayram banka var.

(Masamıza uğrayan Mostarlı çocuklar harçlık peşinde, para sevincinde.)” (s:152)

Vassaf’ın Mostari kitabı biter bitmez hemen Annem Belkıs kitabına yumuluyorum. Böylece dostuma verdiğim sözü de yerine getirmiş oluyorum. Annem Belkıs, Vassaf'ın annesinin hikâyesi… Ama sadece bir annenin değil bir devrin de hikâyesi…  

Öksüz bir Rumeli kızının yaşam serüveni bize bir dönemin gündelik yaşantısını da anlatıyor aynı zamanda. Balkanlar, Osmanlı dönemi, Cumhuriyet ve ABD'de yüzyıla yakın süren bir hayat…

Neler yok ki bu yaşam öyküsünde. Balkanlar’da dindar bir ailenin günlük yaşantısı, Anadoluyu Yunanlıların işgali, İstanbul’da eğitim, Robert Koleji yılları, Dârülfünun’da öğrencilik Belkıs Halim’in anılarında yerini buluyor. Belkıs aynı zamanda II. Dünya Savaşı yıllarında Harvard’da erkekler arasında okuyan tek kadın ve Amerika’nın akıl hastanelerinde yarım asır süren psikologluğu var. Dahası soğuk savaş yıllarında Ankara’da Amerikan askerlerinin “beyliği”, ve Moskova’da Türk komünistlerinin ibret verici serüvenleri yine bu hatırlarda canlanıyor. İşte resmi tarihin aksine hatıra kitaplarını bundan dolayı okumayı seviyorum sanırım. Farkında olmadan tarihi farklı bir cepheden okuma imkânı elde ediyorsunuz.  Ve gerçekleri sıtıraralarında bir cımbızla çeker gibi alıp saklıyorsunuz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KIRMIZI KAR

"KAR YAĞARKEN" BİR KUŞAĞIN YAŞADIKLARI ROMAN OLDU

Hep Bir UĞULTU ile Dolaştım Bu Şehirde…