H2O YA DA SU SADECE SU DEĞİLDİR
H2O YA DA SU SADECE SU DEĞİLDİR
25.02.2020
Su üzerine okumalar yaparken en çok etkilendiğim kitaplardan biri Ivan Illich'in H2O kitabı oldu. Illich bu kitabıyla adeta bize bir ayna tutuyor ve özellikle su medeniyetimizi bize hatırlatıyor.
Kitabın hikayesi bize her şeyi anlatıyor zaten. Şöyle ki;
Ülkemizde daha çok ‘Okulsuz Toplum’
kitabıyla tanınan Avusturyalı filozof ve toplum eleştirmeni Ivan Illich
(1926-2002) 1980’li yıllarda bir madde olarak ‘su’ üzerine ilginç bir çalışmada
bulunur.
Onu bu çalışmaya sevk eden ise; 1984
yılında Dallas kentinin göbeğinde yapılmak istenen bir gölet…
Bu çerçevede alan taraması yapar ve
böyle bir göletin yapılmasının kazanımları ve kayıpları üzerinde birçok kişiyle
konuşur, tartışır. Bunlar arasında Dallas
kenti ileri gelenleri, Meksikalı işçiler ve işportacılar da vardır. Ayrıca
mitolojilerdeki su algısından tutun da dinlerdeki su bakışına varıncaya kadar
araştırmalar yapar. Amaç; maddenin tarihselliğine dikkatleri çekerek ‘…gerçekliğin yalnızca bir sıfat olarak
değil, isim olarak da tarih tarafından yaratıldığını vurgulamak’tır.
Nihayetinde Illich, kent gölüyle
ilgili olarak çağrılan toplantıda bir konuşma yapar. Bu konuşmada insanlara
kentte yapılacak yapay gölü besleyecek suyun geri dönüşüm tesisinden geçirilmiş
tuvalet gideri olduğunu, yani kimyasal olarak H2O olsa da imgelem için okuduğu
tüm kaynaklarda suyla kastedilenin tamamen farklı bir şey olduğunu ve bu
durumun tuhaflığını anlatmaya çalışır.
Başlangıçta bütün suların H2O’ya indirgenmesine karşı çıkarak yaptığı bu çalışma nihayet 1985’de ‘H2O And Thewaters Of Forgetfulness’ ismiyle yayınlanır ve 1991’de Türkçeye ‘H2O ve Unutmanın Suları’ olarak çevrilir.
Bu kitap ülkemizde çok fazla ilgi
görmemiş olmalı ki daha sonraki yıllarda yeni baskısı yapılmaz. İşin doğrusu
ben de uzun bir süredir satışta olmayan bu önemli kitapçığı ancak sahaflardan
temin edebildim.
Buraya kadar her şey normaldir. Bizi
asıl ilgilendiren kısım ise bundan sonradır.
O da gün gelip bu kitapçığın (1990
yılında) Afa Yayınları tarafından Türkçe baskısı yapılmak istendiğinde yaşanır.
I. Illich, Türkçe baskıya önsöz için kütüphaneye kapanıp İstanbul’un sularına
dalar. Dokuz ciltlik Lane Poole’daki ‘ma’
birleşimlerinin zenginliği ve de lezizliği kısa sürede onu sarhoş eder adeta. Hanefilik
mezhebindeki suyla ilgili yasaların inanılmaz yalınlığından çok etkilenir.
Osmanlı (tatlı-sert) siyasetindeki bilgelik ve İstanbul’daki su tesisatının
yeniden kurulmasında gösterilen üstün başarı onu derinden etkiler. Kâhinin suyu
kullanış şekline göre –akması, taşması, yüzeydeki parıltısı, dalgaların şikeli,
içildikten sonra fincanın içinde zar şeklinde dairesel izler ya da onların
kuruduktan sonraki halleri- Arapçada yedi ayrı isim alan kehanet hakkında
yazılanları okur. Suyun yabani bitkiler ya da ateş gibi mübah olduğunu,
insanoğlu tarafından sahiplenemez derinliğini gördükçe, ‘avam’a dair yeni bir
görüş açısı edinir böylece. Tursun Bey’in, Sultan Mehmet biyografisinde yeni su
tesisatı ile yeni camiler arasında kurulan bağlantıyı okurken suyla dinsel ayin
arasındaki ilişkinin öngörülemez duygusal boyutunu anlar.
Kısacası; İslam’ın suları
ve Osmanlı kaynaklarının ihtişamı karşısında hayretler içinde kalıp bir çocuk
gibi dilinin tutulduğundan bahseder Ivan Illich.
Netice olarak; kitabının
Türkçeye çevrilmesinden onur duymakla birlikte bu durumdan rahatsız olur ve bir
bakıma özür niteliğinde aşağıdaki satırları yazar;
‘Okurlarımın, bu konuşmamın dünyanın en eski
şehri olan, Anadolu’daki Çatalhöyük yakınlarında değil de kovboyların şehri
olan Teksas’ta yapıldığını hatırlamalarını dilerim. Bu konuşma, ataları oldukça
yakın bir zamanda Teksas’a yerleşen ve beraberlerinde ne Ortadoğu çöllerinin
anılarını ne de Kur’an ayetlerini getirmiş insanlara yöneliktir.
Çeviriniz aracılığıyla sizin dünyanızda okurlar edinebileceğim için kuşkusuz mutluyum. Belki bu bir vesile olur da okurlardan biri hepimiz adına Anadolu “madde”sinin hikayesini kaleme alıp Teksas suları gibi yok olan ve H2O’ya indirgenen Osmanlı sularını anlatır. Zira tehlike orada da, burada da aynı...’ (s:7)
Doğru söylüyordu Ivan
Illich; ‘tehlike orada da burada da aynı’dır. Çünkü su, orada da, burada da o
bildiğimiz su… Bugün hızla tükenen insanlığın ve dahi tüm canlıların yaşam
kaynağı olan suyun iki hidrojen ve bir oksijene (H2O) indirgenmiş olması hayret
vericidir.
Yorumlar
Yorum Gönder